25 Ağustos 2014 Pazartesi

Nar Ağacı - Nazan Bekiroğlu


Kartal - Maslak, Maslak - Kartal güzergahlarında seyrederken okuduğum kitaplardan biri. Akıcı bir kitap kendileri. Yoksa onca kalınlıkta kitabı çantada taşımazdım sanırım. Kitabın birçok kahramanı var. Biri Balkan Savaşı'ndan kaçarken, bir diğeri 1. Dünya Savaşı mağduru. İki farklı memleketin, iki farklı kişiliğini bir araya getiren romanda anlatım güzel, ayrıntılı. Okurken sahneler gözümde canlandı kimi yerlerde dertlendim o derece :( Belki benim hayal gücüm çok geniştir bilemem. Kısaca ben sevdim, alıp okunası bir kitap der, aşağıya kitabın açıklamasını eklerim.
Nazan Bekiroğlu'ndan Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-İstanbul hattında geçen muhteşem bir roman.

Balkan Savaşı döneminde başlayıp I. Dünya Savaşı'na uzanan bir öykü...

Trabzon'dan ve Tebriz'den doğup birbirlerine doğru yol alan iki hayat; önce deli akan sonra durgunlaşan iki ırmak... Aslında çok ırmak... Tebriz'in en büyük, en asil halı tüccarının deli fişek oğlu Settarhan ve Trabzonlu inci tanesi Zehra...
Ateşin bakışlı ateşin duruşlu; ırmağını kendi bildiğince alev ateş akıtmayı seçen bir genç kız Azam. Adı ne aşk ne de dostluk olan bir duyguyla Settarhan'ın ırmağına dolanan Batumlu kitapçı Sophia. Acıyla yoğrulan, yoğruldukça durulaşan, kendi varlıklarını sevdiklerinin varlığında eriten Büyükhanım ve Hacıbey...
Ve hep kendi içine doğru akan, kendi ırmağını gencecik yaşta milleti için kurutan, Trabzon'un "kırık kafiyesi" İsmail, ah İsmail...

İki büyük savaşın savurup yeniden şekillendirdiği hayatlar, muhaceret, mücadele, kader, farklı inançların aktığı ortak zemin, üç ülke ve üç sevda Nazan Bekiroğlu'nun mürekkebi aşk olan kaleminde buluştu. "Nar Ağacı" hayal kadar zengin, roman kadar güzel, tarih kadar gerçek bir hikâye… İncelikle işlenmiş karakterleri, son derece zengin detayları ve dönemi anlatmadaki maharetiyle okuyanı çarpacak ve yıllarca unutulmayacak bir kitap...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder